Metin Turan: Beni Erdoğan’ın Yerine Koyup Dövdüler

Metin Turan: Beni Erdoğan'ın Yerine Koyup Dövdüler

İhlas Haber Ajansı

Mısır’da 116 gün tutuklu kalan gazeteci Turan,”Erdoğan gel bakalım dediler. Başbakanımızın ismini vererek orada iyi bir dayak yedik.” dedi.

Mısır’da yaşanan askeri darbe sonrası El Fetih Camii’nde yakalanan ve 116 gün tutuklu kalan gazeteci Metin Turan, darbeyi ve cezaevi sürecini üniversite öğrencilerine anlattı.

Yaşadığı zor günleri anlatırken duygulanan Turan, Türk olduğu için kötü muamelelere maruz kaldığını söyledi.

“ERDOĞAN GEL BAKALIM”

Hapishane şartlarının çok sıkıntılı olduğunu anlatan Turan, ilk giriş yaptıkları sırada kendisini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın ismiyle çağırıp darp ettiklerini söyledi. Turan o olayı şöyle anlattı: “Tam içeriye alacaklar, ben ikinci sıradayım. Benim elimden birisi tuttu. ‘Sen gel buraya dedi.’ Arkamdan 10 kadar kişiden onlarca yumruk yedim. ‘Sen Türk’sün öyle mi? Erdoğan gel bakalım.’ dediler. Başbakanımızın ismini vererek orada iyi bir dayak yedik.”

Mahkeme sürecinde serbest kalmasını sağlayan fotoğrafın hikayesini anlatan Turan, “Beni Müslüman Kardeşleri seviyormuşum diye cezalandırdılar. Ben bütün insanlara aynı mesafedeyim. Benim eskiden çekilmiş fotoğraflarım beni kurtardı. Avukatımız, ‘Senin Hüsnü Mübarek ile çekilmiş bir fotoğrafın var mı?’ diye sordu. Ben de muhabirliğimin 7. yılında, Mübarek’i Riyad’da Arap Zirvesi’nde yakalamış ve tokalaşmıştık. Onu gösterdik ve böylece serbest kaldık.” dedi.

“DÜNYAYA İLK OLARAK BİZ DUYURDUK”

Memleketi olan İzmir’de ailesiyle hasret giderdikten sonra ilk defa Gazi Üniversitesi’nde yaşadıklarını üniversite öğrencileriyle paylaştı. Gazi Üniversitesi Orta Asya ve Ortadoğu Araştırma Merkezi tarafından Rektörlük Binası Mimar Kemalettin Salonunda yapılan konferansta konuşan gazeteci Turan, Mısır’da yaşanan olayların ana kalbinin tutuklandığı El Fetih Camii olduğunu söyledi. Yakalanmadan önce akşam saatlerinde camiye girdikten sonra yanında bulunan cep telefonuyla görüntüler çektiğini belirten Turan, “Saldırılarda yaralanan çocuklar vardı. 8 yaşında bir çocuk, karnından vurulmuş, ben çekim yaparken karanlıkta görmedim. Ne diye sordum, bağırsaklarının dışına çıktığını söylediler. Gece bağlantılarla olayı dünyaya TRT olarak ilk biz duyurduk. Benim için habercilik açısından çok önemliydi.” diye konuştu.

“EL FETİH CAMİSİ’NDEN YAYIN YAPMAM OLAYLARIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ”

El Fetih Camii’nden yaptığı yayınlar sayesinde dünyanın Mısır’da yaşanan katliamdan dünyanın haberdar olduğunu ifade eden Turan, Mısırlıların kendisine yaptığı haberlerin büyük etkilerinin olduğunu söylediklerini anlattı. Turan, “Benim orada bulunmamın çok büyük hikmetleri var diye düşünülüyor. Bunu hapishanede 116 gün içerisinde arkadaşlarla konuştuk. ‘Senin orada bulunman çok faydalı oldu’ dediler. Neden dedim: ‘Sen orada o haberleri yapmasaydın, bizim akıbetimiz daha farklı olurdu. Sen orada olayları görüp aktarıyorsun. Türkiye de büyük destek veriyor. Böylelikle oradaki insanları caydırma noktasında bir etkin oldu.” diye konuştu. Cami içerisinde rehin kalarak yayınlar yapmasının daha önceden yaşadığı bir isteğin yerine gelmesi olarak değerlendiren Turan o olayı şöyle anlattı: “Uzun zamandır hızlı gazetecilik yapmamıştım. Ben bayramdayken tatilde Türkiye’den gelişmeleri izliyordum. Iskenderiye’deki El Kaid Camii’nde de aynı şekilde böyle bir şey olmuştu. Ben içimden demiştim. Keşke o caminin içinde bende olsam da atlatma haber yapsam. Aynı şekilde insanlar camiye sığındılar ve dışarıda baltacılar vardı. Istediğim oldu ama bu çok büyük bir olaydı.”

“BİR KAMERAMANIN BENİ İHBAR ETMESİ ÜZERİNE YAKALANDIM”

Cami çıkışında daha önceden tanıştığı bir kameramanın Mısır polisine kendisini ihbar etmesi üzerine yakalandığını söyleyen Turan, bu sırada baltacılar ve polislerden dayak yediğini anlattı. Turan, “Her şeyi o ateşledi. 2004 yılında bir yerde haber yaparken tanışmıştık. O zaman Anadolu Ajansı’na çalışıyordum. Beni görür görmez, ‘Bunu tutun, o Anadolu Ajansı muhabiri’ deyince ben hareket edemedim ve polisler beni tuttular, özel bir yere koydular. O andan itibaren rehin alma sürecim başladı. Cami içerisinde çok kötü muamelede bulundular. Hakaretler yedik, postal yedik. Tekme tokatta atıldı.” ifadelerini kullandı. Cezaevi aracına bindikten sonra araçtakilerden aldığı telefonla El Cezire televizyonuna bağlandığını anlatan Turan, “Araçtakiler kendileri hakkında bilgi veriyorlardı. Bana da verir misiniz dedim. Bende aldım telefonda, ‘TRT Kahire temsilci tutuklandı. Şu an Tora Hapishanesi’ne götürülüyor’ diye alt yazı geçmişler. Beni öyle duyurdular dünyaya herkes öğrendi.” dedi.

“ERDOĞAN BURAYA GEL’ DEYİP DÖVDÜLER”

Hapishane şartlarının çok sıkıntılı olduğunu anlatan Turan, ilk giriş yaptıkları sırada kendisini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ismiyle çağırıp darp ettiklerini söyledi. Turan o olayı şöyle anlattı: “Tam içeriye alacaklar, ben ikinci sıradayım. Benim elimden birisi tuttu. ‘Sen gel buraya dedi.’ Arkamdan 10 kadar kişiden onlarca yumruk yedim. ‘Sen Türk’sün öyle mi? Erdoğan gel bakalım.’ dediler. Başbakanımızın ismini vererek orada iyi bir dayak yedik.” Türk olması nedeniyle sorgusuz tutuklandığını söyleyen Turan, kendisine hiçbir hak verilmediğine değindi. Mahkemede serbest kalmasına yardımcı olan fotoğrafın hikayesini anlatan Turan, “Bütün herkes söylüyordu. ‘Sen Türk olduğun için girdin dediler.’ Benim en son mahkememde 84 kişi benimle birlikte serbest kaldı. Avukatımız iyi hazırlandı. Beni Müslüman Kardeşler’i seviyormuşum diye cezalandırdılar. Ben bütün insanlara aynı mesafedeyim. Benim eskiden çekilmiş fotoğraflarım beni kurtardı. Avukatımız, ‘Senin Hüsnü Mübarek ile çekilmiş bir fotoğrafın var mı?’ diye sordu. Bende muhabirliğimin 7. Yılında Riyad’da Arap Zirvesi’nde yakalamış ve tokalaşmıştık. Onu gösterdik ve böylece serbest kaldık.” şeklinde konuştu.

“HAPİSHANEDE KAHRAMAN GİBİYDİM”

Hapishanede kaldığı süre boyunca Müslüman Kardeşler ve diğer insanlar tarafından Türk olması nedeniyle çok sevildiğini aktaran Turan, hürriyetten yoksun olmanın zor olduğuna değindi. Turan şöyle devam etti: “Ben orada kahraman gibiydim. Herkes beni seviyor, herkes bana selam veriyordu. Türk olduğum için. Hava almaya çıktığımda herkesle tokalaşırdık, konuşmak istiyordu. Güzel bir hava içerinde geçti ama hürriyet yok, sıkıntılar var. Gece herkesin yattığı esnada o hapishanenin demir penceresine çıkıp ‘özgürlük, özgürlük’ diye çok bağırdım.”

“MÜSLÜMAN KARDEŞLERE SÖZÜNÜ GEÇİRECEK TEK ÜLKE TÜRKİYE”

Türkiye olarak, Mısır’a desteklerin devam etmesi için öncelikle sulhun sağlanması gerektiğine dikkat çeken Turan şunlar söyledi: “Biz hapishanede 116 gün sihirli bir elin çıkarmasını bekledik. İki zıt siyasi gücün barıştırılması için araya girildi başaramadılar. Benim kanaatim Müslüman Kardeşlere tek sözünü geçirecek kişi Türkiye. Birilerinin arabulucu olarak, bu sulhun artık en kısa zamanda çözmek lazım. Çözülmezse, Mısır aile kavgasına dönüşecek.”

Kaynak: Cİhlas Haber AjansıN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir